Opera’daki Turist ya da Sanat Turizmi

Kültür ve tarih turizmiyle iç içe hareket eden sanat turizmi, ülkemizde istenildiği kadar ön plana çıkarılamamış bir turizm türü. Özellikle tarihi yerleşimleriyle dikkat çeken Akdeniz ve Ege Bölgesi, sanat turizminin de kalbinin atacağı alanlar olarak değerlendirilmeyi bekliyor.

Sanat turizmi, ülkenin tarihi ve kültürel değerlerinin de içinde bulunduğu tarihi kentler, tarihi yollar, antik kentler gibi mekânlara seyahat edilmesinin yanı sıra sergi, müze, tiyatro, dans gösterileri, bienaller ve benzeri gibi sanatsal üretim alanlarının ziyaret edilmesini içerir. Bu yüzden birçok turizm türüyle iç içe düşünülebilir ve sunulabilir.

Sanatla turizmi yan yana düşünmek zor gibi görünse de önümüzde dünya sanatının başkenti olarak anılmayı başaran ve bunu turizm ile taçlandırmış New York gibi bir örnek var[1].

Ayrıca dünya örneklerinde sanat etkinliklerini cazip kılan farklı uygulamalar mevcut. Böylece özellikle gelişmiş ülkelerde kültür sanat etkinlikleri ile ilgili düzenlenen uluslararası festivaller, organizasyonlar turizm ve seyahat ekonomisine büyük katkılar sağlıyor. Örneğin 3-4 asırlık tiyatroları ile ünlü Londra’da Kraliyet Opera Evi olarak bilinen Royal Opera House 2.256 kişilik muhteşem salonu ile tiyatro, opera ve bale etkinliklerinin gösterim yeridir. Bu etkinliklerin biletleri 100 – 200 USD arasında satılabilmekte ve Kraliyet Opera Evinde etkinlikler esnasında tüm gösterimler 10 ayrı dilde tercüme edilmektedir. Londra’daki diğer tiyatroların oyun izleme bedellerine baktığımızda; Funny Girl oyunu ile Meniere Chocolate Factory de izleme 634 TL, Eddie Izzard oyunu ile Palace Theatre de izleme 648 TL, L Etoile oyunu ile Royal Opera da izleme 634 TL ödenerek oyunlar izlenebilmektedir[2].

Ülkemizde sanat turizmi, sanatsal aktivitelere katılımdan daha çok tarihi sanat merkezlerine gerçekleştirilen seyahatlerden ibaret görünüyor. Bu çerçevede özellikle Antalya ve Muğla’da bulunan 17 antik kent, Türkiye’nin sanat turizmi noktasında çekim merkezlerini oluşturuyor[3]. Bölgeye olan ilginin artmasıyla buraya özgü spesifik turlar oluşturulmaya başlandı. Likya Yolu turları bunlardan biri.

Henüz ülkemizde bu tarz uygulamalara denk gelinmese de bazı ülkelerde uygulanan ‘edebiyat turizmi’ aktivitelerini de, en azından şimdilik, sanat turizmi kapsamında değerlendirebiliriz. Dünyaca ünlü yazarların eserlerinin peşinden giderek şehirleri o eserler üzerinden tanımayı hedefleyen edebiyat turizmi Londra, Prag, Berlin ve Dublin gibi ülkelerde uygulanıyor.

 

[1] http://www.turkishnews.com/tr/content/2011/10/25/sanat-ve-turizm-sanat-turistlerini-nasil-cekmeli/ , Erişm Tarihi: 30.03.2016.

[2]http://www.turizmhaberleri.com/koseyazisi.asp?ID=3076 , Erişim Tarihi: 31.03.2016.

[3] http://www.milliyet.com.tr/antik-kentler-turizmi-canlandiriyor-pembenar-detay-seyahattatil-1905919/ , Erişim Tarihi: 31.03.2016.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.