“Işık Ülkesi” Likya topraklarında yürüyüş

madokstan-olimpos-likya-yolu-fotograf-gezisi-IHA-20130218AW000709-2-t

Anadolu topraklarından tarih ve medeniyet fışkırır. Doğu ayrı, Batı ayrı zengindir… Biz, baharın da gelmesini fırsat bilip güzel ülkemizin güneybatısında yer alan Likya Yolunu, tarih ve doğanın iç içe geçtiği bu güzelliği gezip görmenizi, keşfetmenizi öneriyoruz… Evet yolculuğumuz Işık Ülkesi’ne, Likya Medeniyeti’nin toprakları olan, Akdeniz’e uzanmış Teke Yarımadası’na…

Milattan önce 3 bin yılında yaşamış olan Likya; Teke Yarımadası’nda o dönemki antik kentlerden oluşan bir federasyon ve Roma İmparatorluğu’nun bir eyaleti. Bu topraklara derin izler bırakmış medeniyet, bugün de pek çok ziyaretçiyi kendine çeken nefis bir coğrafyanın üzerine kurulmuş.

likoss

1999’da bir İngiliz gezgin tarafından Teke Yarımadası’ndaki patikalardan bir kısmının işaretlenip haritalandırılması ile oluşturulan Likya Yolu, hem bu köklü medeniyetle ve tarihle hem de bu doğa harikası topraklarla buluşmak isteyenler için müthiş bir cazibe merkezi.

509 km uzunluğundaki Likya Yolu, bazı kaynaklara göre dünyanın en iyi 10 uzun mesafeli yürüyüş parkurundan biri. Yolun başlangıç noktası Fethiye. Burada başlayan yürüyüş parkuru, Antalya’da sona eriyor. Sahil şeridi boyunca uzanan bu rotada, tam 19 adet antik Likya kenti kalıntılarını görüyorsunuz. Bu parkurda ayrıca köyler ve konaklama tesisleri yer alıyor. “Peki yolumuzu ya kaybedersek?” derseniz; bu pek mümkün değil, çünkü yol boyu yer alan işaretler sizi final noktasına doğru sakin sakin taşıyor. Bu yolu kat etmeniz içinse en ideal zaman, bahar ayları. Yazın kızgın güneşin altında kat edilecek bir yol değil Likya Yolu ama baharın yumuşak güneşinin eşliğinde harika bir deneyim yaşayabilirsiniz.

likya4

Peki bu yolda karşınıza neler çıkacak? Büyüleyici güzelliği ile Ölü Deniz, Kelebekler Vadisi, 16 endemik bitki türü ile Kabak Koyu ve nefes kesen doğal güzelliği ile Olympos (Tahtalı) Dağı, hemen yamacına uzanıveren Olympos Koyu, Kayaköy, Kaş gibi başlı başına güzellikteki tatil bir beldesi… Adını sıkça duyduğumuz bu “popüler” doğal cennetlerin yanı sıra Likya Yolu boyunca bakir koylar, dağlara ya da ovalara kurulu köyler, sevimli kıyıda köşede kalmış pansiyonlar keşfetmeyi sevenler için de farklı bir deneyim sunuyor.

Bugüne kadar herhangi bir kayıt tutulmamış ancak Likya Yolu’nu her yıl yerli ve yabancı turist olmak üzere toplam 10-15 bin kişinin yürüdüğü tahmin ediliyor.

Likya Yolu’nun en güzel tarafı, doğal güzelliklerle ve tarihle harmanlanmış bu toprakları yürüyerek, adım adım, emek emek gezmek görmek, yaşamak. Bu yolculuğu iyi bir rehber eşliğinde yapabileceğiniz gibi, bir grup halinde ama önceden sıkı bir ders çalışma ile de hayata geçirebilirsiniz.

Likya Yolu’nun cazibesine kapılmadan önce hem bölgeyle ilgili iyi bir çalışma yapmanızı ve bilerek gezmenizi, hem de yanınıza alacaklarınız için iyi bir ihtiyaç listesi oluşturmanızı öneririz.

 

 

 

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.