Adından da anlaşılacağı üzere kıyı turizmi, ilk anlamıyla insanların tatil yapmak amacıyla yaz aylarında deniz güneş kum üçlüsünü tercih ederek şehirler arası ya da uluslararası mecrada sahil kesimlerine yolculuk yapmasıdır. Önceleri sadece denize girmek ve güneşlenmek gibi aktiviteleri içeren kıyı turizmi, günümüzde turizm aktivitelerinin çoğalmasına paralel olarak farklı turizm türleriyle entegre olmaya başlamıştır. Kıyı turizmi için giden bir turist o mekanda aynı zamanda su sporları yapabilmekte, bölgenin tarihi ve kültürel dokusunu keşfederken bir yandan trekking yapıp bir yandan foto safari turlarına katılabilmektedir. Bölgenin niteliklerine göre kongre ve fuar turizmiyle, eko turizmle ya da yayla turizmiyle birlikte sunulabilmekte.
Kıyı turizmi deyince dünyada ilk akla gelen yerler Miami ve Hawaii sahilleri, Phuket Adası, Maldivler, Bahamalar, Yunan Adaları ve Bali iken üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz de önemli bir kıyı turizmi potansiyeline sahiptir. Güney Ege İzmir, Çeşme, Ayvalık, Kuşadası, Bodrum, Datça, Bozburun, Marmaris, Göcek, Fethiye, özellikle Akdeniz sahillerimiz Kalkan, Kaş, Finike, Kemer ve Antalya, Mersin doğa harikası kıyılarımızdır.
Ülkemiz 3S turizmi olarak bilinen deniz-kum-güneş turizmiyle çok eskiden tanışıyor. Ülkemizde kıyı turizmi deyince akla ilk gelen mekân Antalya olur. Türkiye için Antalya, kıyı turizminin kalbinin attığı yerdir.
Türkiye’ye gelen her üç turistten birini ağırlayan Antalya, 30 yıl önce tanıştığı turizm sektörünü aradan geçen sürede 2 bin kat büyütme başarısı gösterdi. 1980’li yıllarda 5 bin turist ağırlayan kent, 2011’de 11 milyon turiste ev sahipliği yaptı. 2023 yılında ise Antalya’nın 20 milyon turist ağırlayacağı tahmin ediliyor[1].
[1] http://antalyaturizminekonomiyekatkisi.weebly.com/k305y305-turizmi.html , Erişim Tarihi: 26.04.16.