Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister mecusi,
İster puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel…
Konya, Konya ilinin merkezî şehridir. Trafik plaka numarası 42’dir. 1875’te kurulan Konya Belediyesi, 1984’te çıkarılan 3030 sayılı yasa gereğince “Büyükşehir” statüsüne kavuşmuş olup 1989’dan beri belediye hizmetleri bu statüye göre yürütülmektedir. Karatay, Meram, Selçuklu olmak üzere büyükşehir belediyesine bağlı 3 merkez ilçeden oluşmaktadır.
Ekonomik açıdan Türkiye’nin gelişmiş kentlerinden biri olan Konya doğal ve tarihsel zenginlikleriyle de önem taşır. Dünyanın en eski yerleşimlerinden biri olan Çatalhöyük, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır. Şehir Anadolu Selçukluları’nın ve Karamanoğulları’nın başkentliğini yapmıştır. Türkiye’nin en önemli sanayi kentlerindendir. Anadolu Kaplanları’ndandır. Şehrin futbol takımı Konyaspordur. Konya’nın simgeleri arasında Mevlana Müzesi (Kubbe-i Hadrâ), çift başlı kartıl, etliekmek sayılabilir.
Turizm
2009 yılında Konya’yı 1 milyon 717 bin 942 yerli ve yabancı turist ziyaret etti. Bu rakamın 1 milyon 338 bin 113’ünü yerli, 353 bin 233’ünü ise yabancı ziyaretçiler oluşturmaktadır.
Camiler: Konya’daki gezinize camileri dolaşarak başlayabilirsiniz. Sultan Selim Camii, Kadı Mürsel Camii, Şemsi Tebrizi Camii ve Türbesi, Kapu Camii, Aziziye Camii ve Eşrefoğlu Camii Konya’nın en çok gezilen camileri arasında ilk sıralarda yer almaktadır.
Medreseler: İnce Minareli Medrese, Karatay Medresesi, Sırçalı Medrese Konya’da ziyaret edebileceğiniz medreselerdir. Bu medreselerin hemen hepsi Selçuklu döneminden kalma eserlerdir.
Türbeler: Konya denince akla ilk gelen türbelerdir. Özellikle inanç turiziminin en geliştiği şehirlerden biri olan Konya’da ziyaret edebileceğiniz pek çok türbe bulunmaktadır. Mevlana Türbesi, Pir Sultan Abdal Türbesi, Tavsubaba Türbesi, Sultanlar Türbesi, Gömeç Hatun Türbesi, Nasrettin Hoca Türbesi ise bu türbeler içinde çok ziyaret edilenlerdir.
Müzeler: Konya geziniz sırasında en keyifli duraklarınızdan biri de müzeleri ziyaret etmek olacaktır. Konya Mevlana Müzesi, Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Konya Atatürk Evi Müzesi, Konya Ereğli Müzesi ve Koyunoğlu Müzesi Konya’da gezebileceğiniz müzelerdendir.
Mağaralar: Konya, mağara turizminin geliştiği illerimizden biridir. Şehirde pek çok turistik mağara bulunmaktadır. Eğer siz de mağaralara karşı ilgi duyuyorsanız Körükini Mağarası, Balatini Mağarası, İnbaşı Mağarası, Güvercinlik Mağarası, Tınaztepe Mağarası, Yerköprü Mağarası’nı gezmenizi tavsiye ediyoruz.
Mevlana Müzesi
“Aşk dediğin ya Allah’tan gelmeli. Ya Allah için olmalı. Ya da Allah’a ulaştırmalı. Yoksa yerler bir olmalı.” gibi sözleriyle ve birçok şiiriyle tasavvuf dünyasının önemli bir düşünce adamıdır Mevlana Celaleddin Rumi.
Mevlana Müzesi Konya’da bulunan, eskiden Mevlâna’nın dergâhı olan yapı kompleksinde, 1926 yılından beri faaliyet gösteren müzedir. “Mevlana Türbesi” olarak da anılır.
(Yeşil Kubbe) denilen Mevlana’nın türbesi dört fil ayağı (kalın sütun) üzerine yapılmıştır. O günden sonra yapı faaliyetler hiç bitmemiş, 19. yüzyılın sonuna kadar yapılan eklemelerle devam etmiştir. Osmanlı sultanlarının bir kısmının Mevlevi tarikatından olması Türbe’ye özel bir önem verilmesini ve iyi korunmasını sağlamıştır.
Müze alanı bahçesi ile birlikte 6.500 m² iken, yeri istimlak edilerek Gül Bahçesi olarak düzenlenen bölümlerle birlikte 18.000 m²ye ulaşmıştır.
Bağlı bulunduğu Kültür Bakanlığı’na en çok gelir getiren ikinci müzedir.
Sultan Selim Camii
Konya Karatay ilçesinde, Mevlana Türbe ve Dergâhı’nın batısında bulunan Selimiye Camisi’ni Sultan II.Selim şehzadeliği sırasında Konya Valisi iken, 1558’de yapımını başlatmış, padişah olduktan sonra da 1570 yılında tamamlamıştır. Caminin Mimar Sinan tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Cami 1685 ve 1816 yıllarında onarılmış ve son onarımını Mimar Muzaffer (1881-1920) 1914 yılında tamamlatmıştır.
Osmanlı klasik mimari üslubunda olan caminin planı İstanbul’daki eski Fatih Camisi’ne benzemektedir. Kesme taştan yapılan caminin kuzeyinde yuvarlak altı sütunlu ve yedi kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Bu sütunlar birbirlerine kırmızı ve beyaz taştan kemerlerle bağlanmıştır. İbadet mekânına üç kapıdan girilmektedir. Bunlardan ana giriş kapısı mermerden olup, mukarnas dolguludur. Bu girişin üzerinde tarihsiz bir kitabe bulunmaktadır. Sağ taraftaki kapıda da “Camideki mümin sudaki balık gibidir, ondan zevk alır”, sol kapıda, “Camideki münafık kafeste bunalan kuş gibidir” anlamında sözler yazılıdır.
İnce Minareli Medrese
Konya İli, Selçuklu İlçesi’nde, Alaaddin Tepesi’nin batısındadır. Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus Devrinde Vezir Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından, hadis ilmi öğretilmek üzere 663 H.(1264 M.) yılında inşa ettirilmiştir. Yapının mimarı Keluk bin Abdullah’tır (Kölük bin Abdullah). Darü-l Hadis Selçuklu Devrinin avlusu kapalı medreseleri grubundadır. Tek eyvanlıdır. Doğusunda yer alan taçkapı, Selçuklu Devri taş işçiliğinin en güzel örnekleri arasındadır.
Giriş kemerinin iki tarafında yer alan üçer küçük sütun ve kemer kavsarası bitkisel ve geometrik motiflerle süslüdür.
Taçkapıdan çapraz tonozlu mekâna geçilmektedir. Cepheden bakıldığında fark edilemeyen bu mekân, binanın esas eyvanı için simetri teşkil etmektedir. Bu mekânın yan duvarlarındaki iki adet niş mimariye estetik kazandırmıştır.
Çapraz tonozlu giriş bölümünden divanhaneye girilir. Ortasında havuzu bulunan üzeri kubbeli, kare planlı avlunun güney ve kuzeyinde beşik tonozlu dikdörtgen planlı öğrenci hücreleri bulunmaktadır. Kubbeye geçiş pandantiflerle sağlanmıştır. Kubbe kasnağında kûfi yazı ile “El-Mülkü-Lillah” “Ayet’el Kürsi” yazılıdır. Yapı ışığını, mazgal ve dikdörtgen pencereler ile kubbede yer alan fenerden sağlamaktadır.