Günümüzden milyonlarca yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Göllüdağı’nın çıkarttığı lavlar ve yine milyonlarca yıllık bir serüvenle şekillenmiştir Kapadokya. Kızılırmak’ın bereketli suyu ile 20’yi aşkın medeniyete ev sahipliği yapan Kapadokya’nın belli başlı sakinleri Hitit, Frig, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi uygarlıklardır.
El Nazar Kilisesi
Görkündere Vadisi ve Zemi Vadisi arasında bulunan kilise; çadır görünümlü bir kayanın içine oyulmuş olup yöresinin en ilginç yapılarından biridir.
Zemini tamamen tahrip olan kilise yoğun bir yenileme çalışmasından sonra ziyarete açılmıştır. El Nazar’da bulunan freskler Hz. İsa’nın çocukluğundan başlayarak göğe yükselişine kadar geçen zamanı kronolojik olarak işlemektedir.
Çevresiyle büyük bir uyum içinde olan El Nazar’ın freskleri, erozyona rağmen iyi korunmuştur. Kilisenin orta kubbesinde, gökkuşağı üzerinde göğe yükselen İsa figürü yer alır. İncil’de bahsi geçen sahnelerin yanı sıra çeşitli madalyonlarla birlikte aziz portrelerini de görmek mümkün. Bununla birlikte İmparator Konstantin ve annesi Helen’in figürleri de görülmeye değerdir.
Aynalı Kilise
10. yüzyılın ilk yarısından bir başka dinsel yapı Theotokos-Hagios Georgeosloannes Kilisesi. Zengin konuları içeren duvar süslemesi, İsa, Meryem ve St. Georgeos’un yaşamı ile ilgili. Hagios Eustethios ve Hagios Daniel şapelleri birbirine oldukça yakın olan iki yapı. Mezar ve dua bölümlerine sahip olan bu yapılar 10-11.yüzyıllar içinde inşa edilmişler. Her ikisinin de duvarları resimli.
Aynalı Kilise diye bilinen yapı duvarları geometrik örneklere sahip freskolar ile kapalı. Dört destekli Yunan haçı planının güzel bir örneği olan Kızlar Kilisesi’nde bu destekler yine kayadan oyma bir kubbeye sanki taşıyıcılık yapmakta. Böylece bu yapıda normal bir kapalı Yunan hacı planında inşa edilmiş kilise havasını bulmak mümkün.
Ihlara Vadisi
Ihlara Vadisi, Hasandağı’volkanından püskürtülen lavların akarsu aşındırması sonucunda oluşan cemal şekilli bir vadidir. Melendiz çayı, milyonlarca yıllık bir sürecin sonunda, 14 kilometre uzunluğunda ve yüksekliği yer yer 110 metreye ulaşan kanyon görünümlü bu vadiyi meydana getirmiştir. Bu çatlaklardan yol bulan kanyonun bugünkü halini almasını sağlayan Melendiz çayına ilk çağlarda Kapadokya ırmağı anlamına gelen “Potamus Kapadukus” denilmekteydi.
14 km uzunluğunda ki vadi Ihlara’dan başlar, Selime’de son bulur. Vadinin yüksekliği yer yer 100 –150 m dir. Vadi boyunca kayalara oyulmuş sayısız barınaklar, mezarlar ve kiliseler bulunmaktadır. Ihlara vadisi’nde kiliselerdeki süslemeler 6. yüzyılda başlayarak 13. yüzyılın sonuna kadar devam etmiştir.
Bazı barınaklar ve kiliseler yeraltı şehirlerinde olduğu gibi birbirine tünellerle bağlantılıdır.
Kapadokya’nın ünlü yeraltı şehirlerini de gezmeden olmaz tabi. Başka hiçbir yerde benzeri bulunmayan bu yapılar, Kapadokya’nın jeolojik yapısına özgü. Kaymaklı Yeraltı Şehri, Özkonak Yeraltı Şehri, Derinkuyu Yeraltı Şehri, Acıgöl Yeraltı Şehri, Tatlarin Yeraltı Şehri, Mazı Yeraltı Şehri ve Özlüce Yeraltı Şehri‘nden hangisine yakınsanız ona doğru bir gezinti yapın. Yeraltının 7 kat altına inen bu şehirlerde nefes almak oldukça farklı bir his…
Tokalı Kilise
Kapadokya’nın en gözde tarihi gezi alanlarından biri olan Göreme’deki Tokalı Kilise, dini tasvirleriyle kısa bir film izletiyormuşçasına keyif verir gezen misafirlerine.
10. yüzyılla tarihlendirilen Tokalı Kilise, bölgede bulunan en büyük kaya kilisesi olarak bilinmektedir. Eski kilise, eski kilisenin altında yer alan kilise, yeni kilise ve şapel olmak üzere 4 bölümden oluşmaktadır.
Nevşehir-Göreme gezinizde ilk duraklarınızdan biri olmalı Tokalı Kilise. Freskleriyle, mimari özellikleriyle keyif alabileceğiniz bir mekan. Hz. İsa’nın Cehenneme İnişi, Zekeriya’nın Öldürülmesi, Hz. İsa’nın Vaftizci Yahya ile Buluşması, Kör Adamın İyileştirilmesi, Hz. İsa’nın Göğe Çıkışı gibi sahneler kilisenin duvarlarını süslemektedir.
Hallaç Manastırı
Kapadokya-Ortahisar’ın turistler tarafından ziyaret edilen noktalardan biridir Hallaç Manastırı. Büyük bir kütle üzerine yapılmış olan manastır, yüzyıllardan beri doğa olaylarına dayansa da artık yavaş yavaş çökmeye başlamıştır. Yine de turistlerin yoğun ilgisini görmektedir.
Ortahisar’a 1 kilometre uzaklıktadır ve ismini yanında bulunan Hallaç Deresi’nden almıştır. Hallaç Manastırı aynı zamanda kilise olup, Kapadokya’da başka örneği bulunmayan bir yapıdır. 11 yüzyılda inşa edildiği bilinmektedir ve hasta manastırı olduğu düşünülmektedir. Kapadokya tatilinizde Hallaç Manastırı’nı mutlaka dahil etmelisiniz. Güvercinlik Vadisi, Yılanlı Kilise ve Belisırma Köyü Kapadokya’nın görülmesi gereken noktalarından sadece bir kaçıdır. Tatiliniz sırasında fotoğraf makinenizi yanınızdan sakın ayırmayın.
Özkonak Yeraltı Şehri
Nevşehir-Kapadokya’nın gezilip görülmesi gereken yerlerinden biridir Özkonak Yeraltı Şehri. Avanos’a 14 kilometre uzaklıkta olup, aynı bölgede bulunan Kaymaklı Yeraltı Şehri ve Derinkuyu Yeraltı Şehri’nden farklı bir yapısı vardır.
Odaları düzgün oyulmuştur ve her katta haberleşmek için uzun delikler bulunmaktadır. yapılan bu delikler aynı zamanda havalandırma olarak da kullanılmıştır. Nevşehir’in tarihi atmosferinde en görülesi yerlerinden biridir Özkonak Yeraltı Şehri. Nevşehir’i keşfetmek isteyen yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerleri arasındadır ve yıl içerisinde ziyaretçi sayısı oldukça fazladır.
Ürgüp Taşkın Paşa Cami
Karamanlılar döneminde yapılan Cami Ürgüp’ün Damsa Köyü’nde yer almaktadır.
Cami’nin ceviz ağacında yapılmış mihrabi Ankara Etnografya Müzesi’nde sergilenmektedir. Cami’nin yapıldığı alanda aynı ismi taşıyan bir de medrese vardır.
Kapadokya Etnografya Müzesi
2004 yılında Kapadokya, Ortahisar’da açılan müze, Kapadokya’nın geçmişten günümüze yaşam şeklini ve malzemelerinin tantıldığı bir müzedir.
Kapadokya Peri Bacaları
Kapadokya Peri Bacaları ile ünlenmiş doğal ve tarihi güzellikleri bünyesinde barındıran dünyaca ünlü bir tatil beldesidir.
Bu enteresan yapılar nasıl oluştu bu konuya değinirsek, Milyonlarca yıl önce Kapadokya bölgesi bir iç denizmiş. Yer kabuğu hareketleri ile çıkış yolu arayan magma, Erciyes Dağı, Hasan Dağı ve Güllüdağ yanardağlarından yeryüzüne çıkıp Kapadokya bölgesindeki denizi kurutmuş ve oluşan çukura lavlar dolmaya başlamıştır. Bu defalarca tekrarlamış yanardağlar aktifliğini yitirene kadar devam etmiştir.
Yanardağların ardından akarsular bu lav birikintileri arasında akarak derin vadileri oluşturmuşlardır. Rüzgarlarda bu oluşuma katılarak akarsuların oluşturduğu vadilerde dalga dalga görünüm oluşuyor. Rüzgarın etkisi bazı noktalardan ana parçadan kopmalara neden olmuştur.
Şapka görünümlü peri bacalarının şu anki şapka görüntüsünü almaları üst katmanı sert alt katmanı daha yumuşak olan bölgelerde rastlanır. Sert olan üst katman hacmi kadar alana baskı yapıp alt katmanıda sertleştiriyor. Sonuç olarak taşın altında kalan kısım rüzgara daha dirençli olup, bugünkü görüntüsüne kavuşuyor.
Ürgüp Temenni Anıt Mezarı
Temenni Anıt Mezarı 1288 yılında, Kılıçarslan için yaptırılmıştır. Anıt Mezar Ürgüp’ün merkezinde yer alan Kadıkalesi’nin en yüksek noktasındadır.
Anıt Mezara 700 m. uzunluğundaki tünel kullanılarak ulaşılmaktadır. Şu an bu tünelin ziyaretçilere bir kısmı açık durumdadır.
Anıt Mezar, Anadolu’da bir dönem sonra en zengin kütüphane olması ile önemlidir.
Geleneksel Yemekleri
Kapadokya deyince akla gelen geleneksel yemekler testi kebabı ve kiremit tavadır.Bunun yanı sıra sütte kavrulmuş kabakçekirdeği ve güveçte kuru fasülye de epeyce ünlü geleneksel yemeklerdir.Kapadokya’ya geldiğinizde bu eşsiz yemekleri tatmadan gitmeyin derim…